Hitap Şekilleri

İnsanlarla olan iletişimimizde arkadaşlarımız, tanıdıklarımız ve aile fertlerimiz ile samimi bir ilişkimiz olduğu için (yaşıtımız ve bizden küçük olanlara) direkt isimleri ile hitap ederiz. Sadece çalışma ortamında konum olarak üstümüz olanlara ... Bey, ... Hanım olarak hitap ederiz.
Japonca'da ise arkadaşlığın samimiyet derecesine bağlı olarak bile son ekler kullanılır. Bu bölümde bu hitap için kullanılan ekleri anlatmaya çalışacağım.

san: Cinsiyet ayrımı olmaksızın, mesafeli olduğumuz herkes (iş ortamı, patron, uzak akraba, az tanıdığımız birisi, hatta komşu) için kullanılır. Aynı zamanda saygılı ve resmi biçimdir. Yaşı sizle aynı olsa bile ailenizden ve yakın arkadaşlarınızdan biri değilse karşınızdaki kişiye san ekini kullanmadan ismi ile hitap ederseniz "N'oluyoruz?" diye düşünür. Japonca'nın saygılı-resmi biçimi ile konuştuğunuz bir kişiye san diye hitap etmeniz gerekir.
Ayrıca daha farklı kullanım biçimleri de vardır. 
Örneğin kitap satan kişi anlamındaki kitapçı için honya-san (hon: kitap, honya: kitapçı dükkanı), kasap için nikuya-san (niku: et, nikuya: kasap dükkanı) kullanımı vardır.
Bazen şirket isimlerinden sonra kullanılır. Kojima Denki isimli bir şirket, başka yakın bir şirket tarafından Kojima Denki-san olarak kullanıldığını görebiliriz.
Çocukça bir sevimlilik katmak için hayvanlar veya cansız nesneler için de kullanıldığı olur (evcil bir tavşan için usagi-san kullanıldığında tavşancık gibi bir anlama gelir, veya pişirilecek olan balık için sakana-san, bu da heralde zavallı balık mı olur, bilemedim).
Kimi zaman evli eşler bile birbirine san eki ile hitap ederler.
Fuji Dağı için kullanılan Fuji-san'daki san'ın ise buradaki hitapla alakası yoktur, dağ kanjisinin okunuşu ile alakalıdır.

sama: san'dan daha saygılı bir hitaptır. Bu biçim günlük hayatta pek kullanılmaz. Çünkü bu, karşıdaki kişiyi yücelten, daha fazla saygı ve hayranlık içeren bir hitaptır. Örneğin bir samuray efendisine sama diye hitap edebilir ama siz patronunuza sama demeye kalkarsanız (kimse patronuna "çok saygı duyuyorum, tapıyorum, kulun kölen olurum" şeklinde yaklaşmayacağı için) patronunuz dalga geçtiğinizi düşünebilir. Ancak mektup, posta paketleri ve iş yazışmaları gibi durumlarda günlük hayatın içinde yer bulabilir.
Bir kişi kendisinden bahsederken sama ekini kullanırsa (ore-sama) bu aşırı kibirli bir ifade veya bir ironidir (ben-hazretleri gibi bir anlama gelir).
Müşteri velinimetimizdir anlayışı ile bir firma veya dükkan sahibinin ziyaretçisine, müşterisine sama eki kullanarak hitap etmesi, bu ekin günlük hayatta yer bulduğu bir diğer kullanım şeklidir. Aynı şekilde bir tiyatro oyununda seyircilere okyaku-sama olarak hitap edildiğini duyabilirsiniz.

kun: Genelde genç erkekler ve küçük erkek çocuklar için kullanılır. (Yaşınızın büyük olmadığını varsayarak) akranınız olan arkadaşınıza, ailedeki akran veya sizden küçük birine (küçük kardeş, kuzen vs) hitap ederken kullanılır. (Tabi bu durumda arkadaşınızın çok yakın olmadığını farzediyoruz, çünkü çok yakınsanız günlük konuşma dilini kullanıyorsanız zaten hitap ekine gerek kalmaz, isim ile çağırabilirsiniz.) Aranızdaki yaş farkına göre, 3-5 yaşındaki veya 10 yaşlarındaki küçük erkek çocuklarına, hatta sizin yaşınıza göre küçük sayılıyorsa 15-20 yaşlarındaki gençlere de kun diye hitap edebilirsiniz.
Nadir olarak kızlar için de kullanıldığı da görülür. Cinsiyet ayrımcılığı yapmamak adına, aynı takım içinde yer alınan bir durumda (bu günlük hayatta nerede olur bilemem) kızlar için de kullanılır. Animelerde genelde spor hocaları (bazen normal sınıf öğretmenleri de) kızlara da erkeklere de kun olarak hitap eder. Daha spesifik bir örnek olarak ise, Bleach animesinde Kira Izuru, sınıf arkadaşı Hinamori Momo'ya "Hinamori-kun" olarak hitap ediyor.

chan: Bu da kun'un kız versiyonu diyebiliriz ama onun aksine sadece kızlar için kullanılır. İstisna olarak bebeklerde her iki cinsiyet için kullanılır ancak bu biraz sevimlilik (kawaii) içeren, küçültme eki gibi bir ektir ve Japon kültüründe erkeklerin konumundan dolayı (yetiştirilme tarzına göre değişir tabi) erkek çocuğu küçük de olsa pek kullanılmaz (kız gibi çocuk anlamı taşıyabilir, hem tip hem karakter olarak). Sınıf arkadaşı, çocukluk arkadaşı, tanıdık bir ailenin yaşıtınız olan kız çocuğu için (aman yaşınız büyükse arkadaşlarınıza chan diye hitap etmeyin) veya sizden küçük kızlar için kullanabilirsiniz. (Bir de chan'ın değiştirilmiş biçimi (daha da kawaii'si) chin vardır. Ama bu çok kullanılan bir biçim değil, animelerde duyabilirsiniz.) Büyükanne ve büyükbaba için de kullanılabildiği söylense de ben isim+chan olarak büyükanne veya büyükbabaya hitap edildiğini duymadım. Obaachan, ojiichan olarak kullanılıyor. Anne-baba için de okaasan ve otousan'ın sevimli versiyonları olan okaachan, otouchan kullanılan biçimlerdir.
Başka bir şekil olarak, bazı genç kızlar veya genç kadınlar konuşmalarına sevimlilik, çocuksuluk katmak için kendilerinden bahsederken "ben" demek yerine (watashi'nin bayanlara özgü versiyonu atashi yetmemiş olacak ki) kendi isimlerine chan ekleyerek kullanırlar. Örneğin ismi Haruko olan bir kızımız var diyelim, kendisinden bahsettiği halde Haruko-chan veya kız isimlerine özgü olan -ko hecesini de düşürerek Haru-chan diyebiliyor. (Bu aslında konuşmayı yeni öğrenmiş çocukların, kendi ismi ile diğer kişilerin isimlerinin ayrımını henüz öğrenmediği zamanlarda kullandığı biçimdir, bu yüzden büyük birisinin kullanması çocuksu görünür.)
Kısaca, konuşma tarzını çocuksu yapmak isteyenler kawaii gördüğü her şey için bu eki kullanabilir, sevimli hayvanlar veya sevgilileri için chan kullananlar da vardır. Yalnızca sizin üstünüz olan bir bayana kawaii olsa bile sakın söylemeyin, bu çok kaba ve küçümser gibi görülür.

Ayrıca bu hitap şekillerinin hepsini, samimiyet derecenize bağlı olarak isime veya soyisime ekleyebilirsiniz. Soyisim+san en mesafeli hitap biçimidir, biraz daha yakınsanız veya bu kişi patronunuz değilse ya da patronunuz ile aranızda biraz daha samimi bir iletişim varsa isim+san kullanabilirsiniz. Ayrıca san ekini kullanmak günlük hayatın olmazsa olmazıdır, kun veya chan kullanmak ise size bağlıdır. Kullanan kişinin karakteri hakkında bir ipucu gibidir. Yakın arkadaşlarına kun ve chan kullanan kişi daha kibar bir konuşma biçimini tercih ediyordur.

Biraz daha çorba yapayım aklınız karışsın, 
Bleach'teki arkadaşlıklar buna iyi bir örnek aslında.
Direkt isim ile birbirine hitap edenler çok yakın arkadaşlardır (bkz: Kurosaki Ichigo & Arisawa Tatsuki). Erkeksi bir karakteri olan Tatsuki, hitap eklerini kullanmadan, Orihime ve Ichigo'ya direkt isimleri ile hitap ediyor. Ichigo Tatsuki'ye ve yakın arkadaşları olan Keigo ve Mizuiro'ya da isimleri ile hitap ederken daha mesafeli olduğu Inoue Orihime'ye ve Ishida Uryuu'ya soyisimleri ile hitap ediyor. Bir diğer yakın arkadaşı Sado Yasutora'ya ise soyismi ile bir kelime oyunu yaparak Chad olarak sesleniyor. kun veya chan kullanmadığını görüyoruz, çünkü kaba bir karakteri var (daha doğrusu günlük konuşmada, arkadaşlarına, yakın gördüğü kişilere karşı kibar olma gereği hissetmiyor diyelim). Sado Yasutora da kun ve chan kullanmadan Ichigo haricindeki arkadaşlarına soyisimleri ile sesleniyor. Fakat Ishida kibar bir karaktere sahip olmasına rağmen Ichigo ile düşmanca tavırlar içinde olduğu için sadece soyismini kullanarak Kurosaki diye seslenir, diğer karakterlere ise, mesela Inoue Orihime'ye Inoue-san diye seslenir. Inoue Orihime ise animenin en kibarcık karakteri olduğundan dolayı herkese karşı aşırı bir saygı-sevgi besler ve san-kun-chan'lar havada uçar, aynı zamanda en kibar biçim olan soyisim+ek kullanarak Kurosaki-kun, Ishida-kun, Sado-kun diye seslenir. Sadece en yakın arkadaşı olan Tatsuki'ye ismi ile ama ona da ek kullanarak Tatsuki-chan olarak seslenir.

bō: Bir diğer sevimlilik içeren ektir. "chan" gibi bebekler ve küçük çocuklar için kullanılır ama kızlar yerine sadece erkekler için kullanılır.
Bu kullanım biçimine örneği yine Bleach'te görebiliriz. Shihōin Yoruichi, Kuchiki Byakuya'ya küçüklüğünden beri Byakuya-bō demektedir.

senpai: Aynı meslekte veya alanda kıdem olarak sizin üstünüzde olan kişiye söylenir. Hem aynı konumda(bölümde) olma, hem de üstün olma gibi bir durum vardır, senpai olan kişi de bir zamanlar sizin olduğunuz konumdadır, bir süre sonra siz de sizden sonra geleceklere göre senpai olacaksınızdır. Okulda, işyerinde, dojoda veya spor kulübü gibi yerlerde kullanılır. Okul ortamında üst sınıflarda okuyanlara senpai diye hitap ederler. İş ortamında daha fazla deneyim sahibi olan iş arkadaşı senpaidir (patron hariç).
Ayrıca, Japonca'daki ses kurallarından dolayı konuşma dilinde n sesi m sesine dönüşür ve sempai olarak telafuz edilir.

kōhai: Ast demektir. Senpai'nin tersidir, yani alt sınıflar, daha az deneyimli olan kişiler vs bir senpai'ye göre kōhai olurlar. Ama yüceltici bir saygı ifadesi olarak kullanılmaz.

sensei: Öğretmenler, doktorlar, politikacılar, avukatlar gibi otorite sahibi kişiler için kullanılır. Bir alanda belli bir ustalık düzeyine ulaşmış kişilere saygı belirtmek için kullanılır. Sanat alanında da, edebiyatçı, şair, ressam ve diğer sanatçılar için de kullanılır. Japon dövüş sanatlarında, tipik olarak bir dojo'nun başındaki kişiyi belirtir.
Senpai de sensei de isimden sonraki ek olarak kullanılabildiği gibi, tek başına bir hitap olarak da kullanılabilirler.
Sensei çok yüksek akademik uzmanlığı belirtmek için kullanılmaz, bunun için literatürde doktor demek olan ama anlamsal olarak profesör gibi bir kelime olan hakase kullanılır.

dono: Rütbesi sizden yüksek birisine söylenir. "Master" gibi bir anlamı vardır. Saygı derecesi olarak san ile sama arasındadır. Çoğunlukla animelerde duyabilirsiniz ama günlük konuşmada kullanılmaz. Bazen iş amaçlı yazışmalarda, sertifika ve ödül yazılarında kullanılır. Günlük konuşmada kullanıldığında dalga geçme veya yaşın abartılması anlamı taşır.